Hayatın son durağı olan mezarlıkları şehirle, hayatla iç içe inşa eden milletimiz için mezarlık, dünyanın faniliğini hatırlatmasının yanı sıra mimari, edebi estetiğini ortaya koyduğu bir mekândır. Bir şehri tanımak istiyorsak bu taşlara daha dikkatli bakmalıyız. Çünkü bu suskun görünen taşlar; aslında şehir tarihine, kültürüne, önceden yaşayan sâkinlerine dair çok şey anlatır. Mezar taşları, ebedi bir yolculuğa çıkanların ardından, üzerine edebi sözlerin yazıldığı, çeşitli motiflerle manevi değerlerimize dair incelik ve hassasiyetin ortaya konulduğu kitabelerdir aslında. Bu bakımdan tarihî mezar taşlarının anlaşılması aynı zamanda şehrin kimliğini ve geçmiş hayatını ortaya koyacaktır. Bu eser, şehir tarihinin sessiz tanıkları olan mezar taşlarına dikkat çekmektedir. Ayrıca bu alanda yapılacak araştırma ve incelemelere ışık tutacağı gibi, önemli bir boşluğu da doldurmaktadır.